Aile Sistemi Açılımı Uygulayıcısı/Uygulayıcı Yetiştiricisi, Öğretim Görevlisi, Yazar...

Deniz Öztaş; TED Ankara Koleji, ODTÜ Makine ve ODTÜ İşletme Yüksek Lisansı ile 18 senelik eğitim hayatında öğrendiklerini 2006 sonrasında unutma sürecine girip, yeniden öğrenmeyi seçti, yeniden bir yolculuğa başladı. Bir nefeslik mola verilen durakta;

ETKİNLİK TAKVİMİ
Pts
Sal
Çar
Per
Cum
Cts
Paz
P
S
Ç
P
C
C
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
22
23
24
25
27
29
30
1
2
3
4
5
Deniz Öztaş ile Aile Sistemi Çalışması – İzmir
20/04/2024    
10:00 - 18:00
Her şey ailemizle ilgilidir! Aile ve Organizasyon Sistemi Çalışması Organizasyon ve aile sistemleri çalışmaları,  nesiller arasındaki ilişki ve bağlara dayalı uygulamalardır. Alman psikolog ve teolog Bert Hellinger tarafından geliştirilmiş [...]
Deniz Öztaş ile Aile Sistemi Çalışması – İzmir
21/04/2024    
10:00 - 18:00
Her şey ailemizle ilgilidir! Aile ve Organizasyon Sistemi Çalışması Organizasyon ve aile sistemleri çalışmaları,  nesiller arasındaki ilişki ve bağlara dayalı uygulamalardır. Alman psikolog ve teolog Bert Hellinger tarafından geliştirilmiş [...]
Deniz Öztaş ile Aile Sistemi Çalışması – Nişantaşı
26/04/2024 - 27/04/2024    
10:00 - 18:00
Her şey ailemizle ilgilidir!   Aile ve Organizasyon Sistemi Çalışması Organizasyon ve aile sistemleri çalışmaları,  nesiller arasındaki ilişki ve bağlara dayalı uygulamalardır. Alman psikolog ve teolog Bert Hellinger [...]
Deniz Öztaş ile Aile Sistemi Çalışması – Acıbadem
28/04/2024    
10:00 - 18:00
Her şey ailemizle ilgilidir! Aile ve Organizasyon Sistemi Çalışması Organizasyon ve aile sistemleri çalışmaları,  nesiller arasındaki ilişki ve bağlara dayalı uygulamalardır. Alman psikolog ve teolog Bert Hellinger tarafından geliştirilmiş [...]
Events on 20/04/2024
Events on 21/04/2024
Events on 26/04/2024
Events on 28/04/2024

Acılar

Acılar, hayatın bir parçası…
İçimizdeki acıları görmezden gelmek, kaçmak sadece içimizdeki parçanın verdiği mesajı ihmal etmektir. İçimizde oluşmuş bu acı ve keder, bizim için bulunmaz bir fırsat olabilir…

kimsin

Bir kahvenin pişip lezzetini kazanması gibi olgunlaşır ve kim olduğumuzu hatırlayabiliriz. Nasıl hiç bir hastalığa maruz kalmamış bir bebeğin bağışıklık sistemi gelişmezse, biz de bu zorlu evrelerden geçmezsek, bunların meyvelerini toplayamayız.

Bu çözülmemiş travmalardan hayatta kalmış, kurtulmuş, bugüne gelmişizdir. Ortaya çıkan hayatta kalma parçasının asıl görevi bitmiştir. Ancak onun oluşturduğu konfor alanı yüzünden, bizim o acı ile yüzleşmemizi istemez.

Bu hayatta kalma parçası bize bambaşka kimlikler ile hayatta kalmayı öğretmiştir adeta… Oysa oluşan bu kimlikleri beslemek hiç de kolay değildir. Olmadığımız maskeleri beslemek için devamlı dikkat dağıtıcılara ihtiyaç vardır; para, ün, pozisyon, dedikodu, devamlı başarı peşinde koşmak, takdir ve onay arayışı, futbol taraftarlığı ve bir gruba körü körüne bağlılık, şiddet, adrenalin, yüzeysel ilişkiler, aşırı cinsellik, ev, araba, içki, kumar, yemek, alışveriş gibi…

Bunlar geçici mutluluklar vererek, bizi bir sonraki durağa sürüklerken, büyük bir kısır döngüye sokar;
içimizdeki boşluk ise büyümeye devam eder.

Öncelikle gerçekler ile başlamakta fayda vardır: Yaşanan neyse, o geçmiştedir ve biz bundan sağ kurtulmuşuzdur. Henüz farkına varmasak da, bu olayın bir hediyesi mutlaka vardır. Bu hediyeyi almak için, çözülmemiş meseleleri çözmek gerekiyor. Travma deneyimlerinden biliyoruz ki, yaşanan olayın daha kolay atlatılabilmesi için beyin bazı fonksiyonlarını kapatıyor ve kişi, anıları ve duyguları tam olarak hatırlamıyor. Genellikle bunun farkında bile olmadan yaşıyor. Freud‘a göre bilinçaltı, bu yarım kalmış meseleyi tamamlamak için tekrar tekrar benzer durumları hayatımıza çekiyor.

acilar02

Çözüm ise konuya olan bakış açımızı değiştirmekte yatıyor. Merceğimizin odağını değiştirdiğimizde daha geniş bir açıdan

, olayın arkasında yatan dinamikleri görmeye başlıyoruz. Ailemize ve atalarımıza olan derin bağlarımızı anlamaya, onlar için yaptığımız şeyleri veya onların yerine taşıdığımız bazı yükleri görüp, dinamikleri keşfettiğimizde hiç bir şeyin kişisel olmadığını, ikinin olmadığını, ayrımın olmadığını, herkesin birbirine görünmez bağlarla bağlı olduğunu fark ediyoruz…

Bu farkındalık, olanı olduğu gibi kabul etmemizi sağlayarak, bizi özgürleştiriyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir